DiÄŸer Tedaviler

Titreme, Parkinson ve Hareket Bozuklukları Tedavisi

Titremeler her yaşta sık görülen nörolojik yakınmalardır. Titreme yakınması ile baş vuran pek çok hastamızın yanıt aradığı en önemli sorulardan birisi de 'acaba Parkinson hastası mı oldum ?' sorusudur. Oysa titreme yakınması Parkinson hastalığının ilk belirtisi olabileceği gibi psikolojik, metabolik ve sistemik pek çok hastalığın işaretçisi de olabilir. Bu nedenle titreme ile başvuran hastalarda Parkinson hastalığı ile birlikte bir çok nedeni titizlikle araştırmak gerekir.

Titremelerin ortaya çıkış zamanı, tek taraflı ya da iki taraflı olması, istirahat halinde iken ya da bir iş yaparken ortaya çıkması, ellerle birlikte çenede, başta, seste ve ayaklarda olup olmaması gibi pek çok özelliği tanı koymada oldukça önemlidir.
Bütün bu özellikler ile birlikte beyinde titremeye neden olabilecek diğer nedenlerin dışlanması için beyin görüntüleme yöntemlerinden ya da kan testlerinden yararlanılabilir.
Başta Parkinson Hastalığı olmak üzere titreme ile giden hastalıkların tanısı genelde hastalığın hikayesi ve klinik özellikleri ile koyulur.
Titreme ile giden Esansiyel Tremor gibi hastalıkların seyri daha yavaş ve masumdur. Bu tip titremeler yaşam tarzı değişiklikleri, bio feedback yöntemleri yanısıra ilaç tedavileri ile başarılı bir biçimde kontrol altına alınabilir.
Parkinson Hastalığı ise beyin hücrelerinin dejenerasyona uğraması sonucunda dopamin maddesinin azalmasına bağlı olarak ortaya çıkar. Genelde tek taraflı, özellikle istirahat halinde ortaya çıkan titreme, hareketlerde (yürümede, konuşmada, mimiklerde) yavaşlama, vücutta katılık hissi ile ortaya çıkabilir. Başlangıçta belirtiler oldukça sinsi olduğu için depresyon, kol ve omuz ağrıları eşlik ettiği için genellikle tanı gecikmektedir. Oysa Parkinson hastalığının erken tanınması ve tedaviye erken başlanması oldukça önemlidir. Tanı koyulduğu andan itibaren yaşamı kolaylaştırcak ve yaşam kalitesini yükseltecek pek çok etkili önlem konusunda hasta bilinçlendirilmelidir.
Parkinson tedavisinde, eksik olan dopamini düzenleyen tedaviler kullanılır. Son yirmi yılda bu alanda oldukça etkili ve güvenilir çok sayıda ilaç formu kullanıma girmiştir. Parkinson hastalığı dejeneratif hastalıklar arasında ilaç tedavisine en iyi yanıt veren hastalıktır. Bu nedenle ilaç tedavisinin doğru düzenlenmesi, erken başlanması ve düzenli takip oldukça önemlidir.
İlaç tedavisine dirençli olgularda girişimsel yöntemlerle (PEGJ ile dopamin uygulanması, apomorfin infüzyonu) ilaç tedavisi uygulanabilir.
Yine son yıllarda adını herkesin daha sık duyuduğu ve seçilmiş olgularda uygulanan 'beyin pili' yöntemi de hastalığın belirtilerinin giderilmesinde kullanılan bir tedavi yöntemidir.

Distoniler, Parkinson Hastalığı ve Esansiyel Tremor kadar sık olmasa da klinik pratiğimizde karşımıza çıkan hareket bozukluklarıdır. Beyindeki hareket merkezlerinden yanlış sinyallerin gönderilmesi ile vücudun bir bölgesinde ya da yaygın olarak ortaya çıkan istemsiz kas kasılmalıdır. Göz kapaklarında (blefarospazm), boyunda (servikal distoni), ağız ve çenede (oromandibular distoni), ses tellerinde (vokal distoni), ellerde ve kollarda (yazıcı krampı, müzisyen distonisi) ortaya çıkabilir. Ayrıca vücuttaki kasları yaygın olarak da etkileyebilir. Distonileri bugün için tam olarak ortadan kaldıran bir tedavi olmamakla birlikte, ilaçlarla ve ilaç dışı tedavi seçenekleri bulunmaktadır. İlaç dışı tedavilerin en etkilisi ve en önemlisi nörotoksin (botulinum toksin). uygulamalarıdır. Ayrıca seçilmiş olgular da cerrahi tedavi seçenekleri de bulunmaktadır.

Kliniğimizde hareket bozuklukları hastalarının ilaç tedavilerinin yanısıra distoni, hemifasiyal spazm gibi pek çok haraket bozukluklarında botulinum toksin uygulamaları yapılabilmektedir.
Ayrıca kliniğimiz kuruluşu olan 'evdebakımizmir' organizasyonu ile evde hizmet alma gereksinimi olan hastalara destek verilmektedir. Bu konuda sitemizin anasayfasında bulunan evdebakımizmir butonuna basarak www.evdebakimizmir.com isimli web sitemizi ziyaret edebilir ve detaylı bilgi alabilirsiniz.

Untukanlık ve Alzheimer Tedavisi

Unutkanlık her yaşta sık görülen ve görüldüğünde kişiyi endişeye düşüren bir yakınmadır. Sanılanın aksine her unutkanlık bir hastalığın belirtisi değildir. Bu nedenle unutkanlıkla başvuran bir hastada öncelikle unutkanlığın bir hastalığın belirtisi olup olmadığı ayırt edilmelidir. Eğer altta yatan neden doğru saptanırsa bir çok unutkanlık tedavi edilebilir.
Gençlerde görülen unutkanlığın sık nedenleri yoğun günlük hayat, iş hayatı ve stres olabilir. Ayrıca B12 eksikliği, tiroid hastalıkları ve depresyon gibi durumlar da unutkanlığa neden olabilir.
Oysa 65 yaşın üzerindeki unutkanlıklar dikkatle ele alınmalıdır. Bu yaş grubundaki unutkanlıklarda da akla hemen Alzheimer hastalığı gelmektedir. Ancak 65 yaşın üzerinde de olsa her unutkanlık Alzheimer Hastalığı anlamına gelmez. Sık sık aynı soruları sorma, yer ve zaman kavramında bozulma, hesaplama yeteneğindeki azlama, daha önce kolaylıkla yaptığı işleri yanlış yapma ya da yapamam gibi yakınmalarla birlikte ilerleyici unutkanlık varsa o zaman dejeneratif beyin hastalıkları ve Alzheimer Hastalığı yönünden dikkatli bir araştırma yapmak gerekir.
Kliniğimize unutkanlık yakınması ile başvuran hastalarda unutkanlığın bir hastalık olup olmadığı belirlendikten sonra nedeni araştırılmaktadır. Bu aşamada gerekirse kan analizleri ve beyin görüntüleme yöntemleri ile hafıza testlerinden yararlanılmaktadır. Alzheimer tanısı konulduktan sonra, ilaç tedavisi ile unutkanlığın ilerleme hızını yavaşlatmanın dışında, orta ve ileri evrede ortaya çıkan, hasta ve hasta yakınlarını yoran davranışsal belirtilerin kontrol altına alınması hedeflenmektedir.
Ayrıca ileri evrede, yatağa bağımlı ve bakım desteğine ihtiyacı olan Alzheimer hastalarının yakınlarına, yine kliniğimizin bir organizasyonu olan evdebakımizmir organizasyonu ile aile eğitimi, hastalık eğitimi verilmekle birlikte, evde doktor, evde hemşire ve lisanslı bakıcı temini hizmetleri sağlanmaktadır.
Bu konuda daha detaylı bilgi için, web sitemizin ana sayfasında yer alan evdebakımizmir butonuna basarak www.evdebakimizmir.com isimli sitemizi ziyaret edebilirsiniz.


Beyin Damar Hastalıkları ve Tedavisi

Beyin Damar Hastalıkları, beyin damarlarının çeşitli nedenlerle daralması, tıkanması ya da yırtılması ile ortaya çıkan klinik durumlar olarak tanımlanabilir. Damar daralması ya da tıkanması sonucunda beyin hücrelerinin kanlanmasının bozulması sonucu oluşan durumu 'iskemik' beyin damar hastalıkları olarak nitelendirirken, beyin damarlarının yırtılması ve kanın beyin dokusuna veya kafatası beyin arasındaki boşluklara dağılması ile ortaya çıkan durumu da 'hemorajik' yani kanamalı beyin damar hastalıkları olarak adlandırıyoruz.
Tüm dünyada, beyin damar hastalıkları kalp hastalıkları ve kanserden sonra en ölümcül hastalıktır. Ayrıca hasar bırakan hastalıklar arasında da birinci sıradadır. Tüm nörolojik hastalıkların da en sık görülenidir.
Bu nedenle geçmişte, beyin damar hastalığını işaret eden gelip geçici belirtileri olan ve yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp ritim bozukluğu, aşırı kilo, uyku apnesi gibi ek sorunları olan hastalarda detaylı risk analizi yapılıp koruyucu önlemler ve tedaviler sağlanmalıdır.

Beyin damar hastalıkları, etkilediği beyin bölgesine göre değişmekle birlikte, bilinç kaybı, konuşma bozukluğu, felç ve denge bozukluğu gibi belirtilerle ortaya çıkabilir.
Son yıllarda bu hastalıkların risk faktörleri konusunda artan bilinçlenmeye, gelişen yeni görüntüleme ve tedavi yöntemlerine karşın yine de bir çok hastada ağır felçler ile konuşma bozukluğu, denge bozukluğu, ve görme kaybı gibi kalıcı hasarlar oluşabilmektedir.
Yüksek ölüm oranı ve kalıcı hasarlar nedeniyle hastalığın sosyal ve ekonomik yükü toplam için çok ağırdır.
Bu nedenle hastalıktan korunmanın önemi büyüktür. Bu bakış açısıyla, beyin damar hastalığına ilişkin yakınması olsun ya da olmasın kliniğimize başvuran tüm hastaları beyin damar hastalığı risk faktörleri yönünden değerlendiririz. Değiştirilebilir ve kontrol altına alınabilir risk faktörlerini (kilo, sigara tüketimi, uyku apnesi, şeker hastalığı, diyabet vs. ). belirler kişiye özgü bir 'beyin sağlığı planı' oluştururuz.
Ayırca beyin damar hastalığı sonucu felç ya da başka bir nörolojik hasarı olan ve tıbbi yardıma ihityacı olan hastalara ilaç tedavisi ve düzenli klinik izlem hizmetleri dışında evde doktor, evde hemşire, evde fizyoterapi, evde yara bakımı ve diğer tıbbi hizmetleri sağlamaktayız.
Kliniğimizin bir kuruluşu olan EVDEBAKIMİZMİR isimli evde sağlık hizmetleri organizasyonu ile ilgili daha detaylı bilgiyi, sitemizin ana sayfasında 'incele' butonu olan www.evdebakimizmir.com isimli web sitesinden alabilirsiniz.

Multipl Skleroz ve Tedavisi

Multipl Skleroz (MS), vücudun çeşitli mekanizmalarla beyin ve omurilikte sinir hücrelerinin kılıflarının (miyelin) hasarlaması sonucu ortaya çıkan 'demiyelinizan' bir hastalıktır. Hasralanmış beyin ve omurilik bölgelerinde görülen çoklu ya da çok sayıda (multipl) sert (skleroz) plaklar nedeniyle bu ismi almıştır. Genç erişkinlerde sık görülür. Gençlerde, trafik kazalarından sonra nörolojik engelliliğe en sık neden olan hastalıktır. Yorgunluk, genellikle tek gözde görme kaybı, bulanık görme, çift görme, dengesizlik, idrar sorunları, vücudun değişik yerlerinde uyuşma, karıncalanma ve yanma gibi çok değişik belritşlerle ortaya çıkabilir.
MS tanısının koyulmasında, belirtilerin iyi irdelenmiş öyküsü ve detaylı bir nörolojik muayenenin yanısıra beyin görüntüleme yöntemleri, beyin omurilik sıvısı incelemeleri gibi yöntemlerden de yararlanılır.
Belirtilerin ortaya çıktığı döneme atak dönemi denir. Atak dönemleri bağışıklık sistemi ve sinir sisteminin harekete geçmesi ile kendiliğinden düzelebilir. Çoğu zaman da, bu düzelmenin sağlanabilmesi için kortizon tedavileri gerekir.Hastalığın erken dönemlerinde iyileşmeler hızlıdır. Atak dönemlerini iyileşme dönemleri izler. Hastalık ataklar ve iyileşmelerle seyreder. Ancak zamanla atak süreleri ve şiddeti uzayabilir ve ataklar sonrasında nörolojik hasarlar kalabilir. Atakları önlemek, atak sıklığını ve şiddetini azaltmak için pek çok koruyucu tedavi seçeneği bulunmaktadır. Bu tedavi seçenekleri arasında her geçen yıl yeni seçenekler eklenmektedir.
MS hastalığı ile ilgili daha detaylı bilgi almak için, benim de kuruluşunda ve yönetiminde görev aldığım MS Araştırmaları Derneği'ne ait olan www.msarastirmalaridernegi.com isimli web sitesini ziyaret edebilirsiniz.